Dikkat! bu haber “Gazete Duvar” ajansından çekilerek otomatik olarak bilgiaktif.com adresinde yayına alınmıştır. Haberin ilk yayınladığı gibi içeriği editörlerimiz tarafından bir değişiklik yapılmadan yayınlanmıştır. Haber ile ilgili bir hukuksal durum söz konusu ise lütfen bizimle iletişime geçiniz.
BilgiAktif gazete veya bir ajans değildir!
Hazal Yalın
Bu haftanın seçkisi, Duvar’da bu seçkileri yapmaya başladığımdan beri en uzunlardan biri olmaya aday. Dört yazıdan ilki, en nitelikli ve nesnel burjuva yayın organı saymak gereken RBK’dan bir çeviri. RBK, TsSR tarafından hazırlanan, Rusya’dan çıkan büyük şirketlerle ilgili bir araştırmayı haberleştirmiş. Bu şirketlerin uğradığı 240 milyar dolara yakın muazzam kayıp, Finlandiya’da GSYH’nın yüzde 2’sini, Britanya’da yüzde 1,3’ünü buluyor.
Komsomolskaya Pravda, A. Şkolnikov ile görüşmüş. Şkolnikov’un değerlendirmeleri daha önce de en az bir seçkiye konu olmuştu. Bu defa Orta Asya’yı konu alıyor ve bizde pek bilinmese bile, Rusya’da yaygın olarak tartışılan, Türkiye ve Anglosakson ülkelerinin bu bölgeyi “istila” girişimi olduğunu ileri sürüyor. Yazının yerli okur açısından dikkat çekici bir başka yanı, Türki ve Türk arasındaki ayrımın altını çizmesi. Bu derin fark Rusyalı politolog açısından öylesine aşikâr ki, Türkiye’de aynı sayılmakta oluşuna şaşkınlığını gizleyemiyor.
“Yabancı acentası” sayılan Rosbalt’ın, 4 yeni federal birimin katılması oylaması öncesi parlamento görüşmelerini haberleştirdiği yazısı, doğal ki, RFKP ve Adil Rusya’nın temsil ettiği sola karşı alaycı bir tını da taşıyor. Okur, bu açıklamalarda iki şeye dikkat etmeli: birincisi, Zyuganov’un sözlerine de yansıyan, “Rusya’da devletlilik” meselesi. Teorik yanıyla benim de birçok defa üzerinde durduğum bir mesele bu. İkincisi ise Adil Rusya lideri S. Mironov’un “Nazi Ukrayna’sının altyapısını tamamen yok etme” çağrısı.
Svobodnaya Pressa, RFKP çatısı altındaki “sol yurtsever güçbirliğine” yakın bir yayın. Svobodnaya Pressa’nın askeri analisti S. İşçenko, Ukrayna’da askeri durumla ilgili dikkat çekici veriler sunuyor. Bunlar arasında yabancı paralı askerlerin muazzam sayısı, Fransız yabancılar lejyonu ve Leh özel harekât askerlerinin de çatışmalara girmesi gibi bizde bilinmeyen kimi önemli ayrıntılar var. İşçenko ayrıca, cephe hattının aşırı uzunluğundan yola çıkarak ciddi gözlemlerde bulunuyor ve en önemlisi, mevcut askeri okullardan yeterince bölük ve müfreze komutanları çıkmadığını vurguluyor. Bu yazının önemli kısımlarını tamamını almam mümkün değildi; sadece temel önermeleriyle yetindim. Ancak özgün başlığının şöyle olduğunu belirtmek gerek: “Bugünkü kısmi seferberlik, sadece, Kremlin’in Ukrayna’da cephenin yarılmasını önlemek için mecbur kalınmış çabası”.
‘Rusya’dan ayrılan büyük şirketlerin kaybı 240 milyar dolara yakın’
2022 Eylül başı itibariyle Rusya’da çalışan büyük yabancı şirketlerin yüzde 34’ü faaliyetlerini kısıtladı, yüzde 15’i Rusya’daki şubesini yeni mülk sahibine devrederek ülkeden ayrıldı, yüzde 7’si de işini satmaksızın yerli pazardan tamamen çıktığını açıkladı. Araştırma sonuçları Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (TsSR) RBK’nın isteğiyle hazırladığı “Yabancı İş Tablosu”nda yayınlandı. Karşılaştırma için: Haziran ayında şu ya da bu yolla Rusya’dan çıkışla ilgili büyük şirketlerin sadece yüzde 5’i şu veya bu şekilde açıklama yapmıştı.
TsSR’nin sıralamasında Rusya’da 5,7 milyar ruble ve yukarısı gelir elde eden “büyük” şirketlerin sayısı 600. Bu şirketlerin yaklaşık yüzde 44’ü normal düzende çalışmaya devam ediyor. …
En aktif şekilde ülkeden çıkan şirketler Finlandiya (Finli şirketlerin yüzde 80’i ayrılmaya karar verdi), Danimarka (yüzde 73) ve Britanya’dan (yüzde 35). Diğer ülkelerin iş çevreleri ise “daha esnek ve pragmatik”. … Bunlar arasında öncelikle Avusturya, Japonya ve İsviçre var. Polonyalı iş çevrelerinin tutumu dikkat çekici: Bu ülke yetkililerinin sert söylemine rağmen Polonyalı şirketlerin çoğunluğu Rusya’da kalmaya devam ediyor. …
Faaliyetlerin kısıtlanması veya ülkeden çıkışına, yabancı teşkilatların çoğunluğu için hissedilir finansal maliyet eşlik ediyor.
TsSR uzmanlarının değerlendirmesine göre “şubat sonundan beri bu şirketler 200 ila 240 milyar dolar kadar zarara uğradılar; bunun 70 ila 90 milyar doları, Rusya’dan ayrılmaya karar veren iş dünyasının kaybı.
TsSR’nin hesaplamalarına göre en büyük zararların rakamsal ifadeleri şöyle: ABD’li büyük şirketler Rusya’da 102 milyar dolardan yoksun kaldılar, Britanyalı şirketlerin eksisi 78, Almanyalı şirketlerin eksisi ise 51 milyar dolar. Ancak GSYH’ya oranlanırsa Rusya’dan çıkış en çok Finlandiya (GSYH’nın yüzde 2’si), İsveç’e (yüzde 1,5), Britanya’ya (yüzde 1,3) ve Danimarka’ya (yüzde 1) etki etti. … (Y. Vinogradova / RBK, 7 Ekim)
‘Burası Şark, sıçrar dururuz’
Bugün Sivastopol’de yapılan toplantına Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Patruşev, Washington ve Londra’nın hegemonyalarını yitirme korkusunun yatışmayacağını ve bunların, Rusya ve Çin gibi nükleer güçlerin perimetrisi de dahil yeni çatışmaları kundaklamaya çalıştıklarını söyledi. Patruşev şöyle ekledi: “AB, bu çatışmalarla bütün iktisadi problemlerini çözmeyi planlıyor; bunlar arasında 30 trilyon doları aşkın muazzam dış borçları da var.”
Batı’nın yeni bir askeri macerayı kışkırtabileceği en olası bölgelerden biri de Orta Asya. Bu bölgede siyasi bir patlama riskinin ne kadar büyük olduğunu ve buna engel olmak için ne yapmak gerektiğini… Jeostrateji problemleri uzmanı Andrey Şkolnikov ile görüştük.
Şkolnikov şöyle diyor:
“Orta Asya’da, Ukrayna’da olduğundan daha büyük bir tehdit görüyorum. Burada onlarca bilyon insan yaşıyor, bunlar yoksul ve sosyal olarak yorgun düşmüş insanlar, yanı başlarında da Afganistan var. Burada eski Sovyet cumhuriyetleriyle olan sınırı geçmek ve kundaklamaya başlamak için Uygurlardan, Kazaklardan, Kırgızlardan, Özbeklerden birkaç bir militan, IŞİD radikalleri yeterli. En muhafazakâr tahminlere göre Orta Asya müslümanları arasında selefi-vahabilerin oranı yüzde 20’yi aşıyor. Burada sosyal durum ne kadar ağır, ne kadar gerginse, insanların, onlara göre ‘islam savaşçılarının’ sağlayabileceği adalet talebi de o kadar büyük olacak. Buna karşı koymak güç; durum tıpkı, zamanında birkaç yüz kişinin büyük şehirleri ele geçirdiği Suriye’deki duruma evrilebilir. Ama bu istilanın arkasında Anglosaksonlar ve Türkler olacak. Batı, Ukrayna’da bizimle Ukraynalıların eliyle savaşıyor; orada ise bunu hem dışarıdan gelecek hem yerli İslamcıların yardımıyla yapmaya hazırlanıyor. …
Kazakistan uzun yıllar çok vektörlülük mantığı içinde yaşamaya çalıştı. Kaynaklarının, aktiflerinin önemli bir kısmını Anglosaksonlara sattılar ve fiilen içeride hiçbir şeyi kontrol altında tutmadılar. … Elit içi çelişkiler de çok şiddetli. Burada hem cüzler var hem de güçlenen bir İslami faktör. İktidarda Nazarbayev varken o bunu dengeliyordu. …
Ama çok vektörlülük bugün işlemiyor. Kazakistan coğrafyayı sürekli unutuyor. Dolaysız komşuları Rusya ve Çin de bugün Astana’ya yönelik aynı kayıkta bulunuyorlar. Bu yılın başında, Türkiye ve Britanya gizli ağ yapılarının ortaya çıkışıyla birlikte neredeyse her şey ateş alacaktı. Ama bunları KGAÖ yardımıyla temizlemeyi başardılar. Ama gelişmelere bakılırsa bu sadece bir provaydı. Bugün batılılar ve Türkler Orta Asya’da kontrolü her yolu kullanarak ele geçirmeye, burayı istikrarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Mesela Türkiye’nin bu cumhuriyetlere ihtiyacı yok; Türkiye burada sadece büyük Türk kağanlığının kuruluşunu görüyor. Ankara’ya göre Türki ve Türk aynı şeyler. … Kazakistan yönetimi geçen yıllarda atlatmayı, anlaşmayı başardığını, önümüzdeki yıllarda da anlaşacağını düşünüyor. Burası Şark, sıçrar dururuz, herkesle ortak bir dil buluruz… Artık birkaç sandalyede birden oturulmayacağını anlamıyorlar. … Bence bizde de olayları ayırt edecek net bir anlayış yok. Biz de muhtelif ‘ortaklarla’ anlaşmaya çalışıyoruz. Artı, genellikle başkaları hakkında kendi kendimize hüküm vermeye çalışıyoruz. Rus kültüründe söz verdiysen, anlaşılan mutabakat yerine getirilmeli. Anglosakson kültüründe çözüm kâğıt üzerinde kesin şekilde tespit edilmedikçe görüşmelerin hiçbir anlamı yoktur, her şeyi vaat edebilirsin. NATO’nun genişleme hikâyesini hatırlayın. Türki siyasi kültüründe de keskin dönemeçleri her tür çabayla dönmek karakteristiktir. Klasik örneği, bu politikayı yürüten Erdoğan.” (A. Baranov / Komsomolskaya Pravda, 5 Ekim)
‘Gerekirse yeniden yaparız, alışkın olmadığımız şey değil’
Parlamento muhalefeti Rusya’nın toprak genişlemesini oybirliğiyle onaylamakla kalmadı, başkanın siyasetini ve keza özel askeri operasyonun hedeflerini de bütünüyle destekliyor. Duma’da Rusya yurttaşlarını temsil eden herkesin ortak tutumunu, “kazanmalıyız, bunun alternatifi yok,” şeklinde anmak mümkün. Ama bu çok tarihi anda kürsüye çıkan Gennadiy Zyuganov (RFKP), Sergey Mironov (Adil Rusya) ve Aleksey Neçayev (Yeni İnsanlar) bunu, Rusya ordusunun özel askeri operasyonu devam ederken içinde bulunduğu durum ve kısmi seferberlik kararı alındıktan sonra ortaya çıkan problemler hakkında konuşmak için de kullanmaya karar verdiler.
Zyuganov şöyle dedi: “Rusya’da devletliliğin, daha doğrusu bir büyük güç oluşun yeniden tesisinde çok önemli bir adım attık.” Zyuganov, mevcut durumda bunun yeterli olmadığını ve iktidarın bir dizi son derecek kararlı eyleme girişmesi gerektiğini de söyledi; bunlar arasında sadece kademeli gelir vergisi değil “mineral ve hammadde temelinin millileştirilmesi” de olmalı.
RFKP lideri ayrıca, zafer için Volgograd’ın adını yeniden Stalingrad’a çevirmenin ve Yeltsin Merkezi ile Gorbaçov Vakfı’nın kapatılması gerektiğinden emin. …
Liberal Demokrat Parti lideri Leonid Slutskiy ise kısmi seferberliğe katılma emrini sadece gerekli askeri uzmanlığı, muharebe tecrübesi ve sağlığı olanların alması gerektiğini söyledi. …
Adil Rusya lideri Sergey Mironov, “sistemik hatalar olduğunu ve kişisel sorumluluk olması gerektiğini” söyledi ve Savunma Bakanlığı yönetimiyle kapalı bir görüşme önerdi.
Adil Rusya lideri, emeklilik reformunun iptaliyle ilgili geleneksel çağrıdan başka, parlamento muhalefetindeki meslektaşlarına göre daha militan açıklamalarda bulundu. … Mironov, “Nazi Ukrayna’sının altyapısını tamamen yok etmeye” çağırdı ve ekledi: “Gerekirse yeniden yaparız, alışkın olmadığımız şey değil.”
Kısmi seferberlik başladıktan sonra herkesin kafasında ortaya çıkan meseleler hakkında da Aleksey Neçayev konuştu. …
Son olarak Birleşik Rusya grup başkanı Vladimir Vasilyev söz aldı. … “Tanrı bizi ordumuza eleştirilerden korusun” diyen Vasilyev, birinci Çeçen savaşını hatırlattı. … (M. Makarov / Rosbalt, 3 Ekim)
‘Yeni seferberlikler yolda’
Bugün Rusya’da tek bir şey konuşuluyor: Yeni bir kısmi seferberlik daha gelecek mi? Mesele önümüzdeki haftalarda ve aylarda yedekteki 300 bin asker ve subayın cepheye gönderilmesiyle mi sınırlı kalacak? … Yoksa önümüzdeki aylarda yeni yüz binlerce Rusyalı erkeğe üniforma giydirmek, silahlandırmak, poligonlarda eğitmek ve Ukrayna’ya göndermek mi gerekecek? Hatta çok genç olmayanları, sağlığı yerinde olmayanları bile? …
RF Kara Kuvvetleri İstihbarat İdaresi eski şefi (2007-2009) Rustem Klupov’a göre, “Ukrayna ordusunda yabancı paralı askerlerin oranı yüzde 30; yakında bunların payı yüzde 50’yi aşacak.” …
Dahası da var. Güvenilir haberlere göre Ukrayna’ya Fransız yabancı lejyonundan ve Polonya özel harekâtından birlikler girdi bile (üstelik Ukrayna silahlı kuvvetler bünyesine de değil!). …
Ukraynalılara gelince, sadece Britanya’daki poligonlarda (bizim Kalibr ve İskenderlerin menzilinin ötesinde) Britanya ordusunun ve Danimarka, Kanada, Hollanda, Finlandiya ve Yeni Zelanda silahlı kuvvetlerinin eğitmenlerinin idaresi altında 10 bin Ukrayna askeri hazırlık görüyor. …
Son derece yoğun bir eğitim programı: 120 gün. Ama bir dakika; dört koca ay, bu sürede ayıya bile sirkte bisiklete binmesi öğretilir. …
Aşağı yukarı aynısı Almanya ve Polonya’da da yaşanıyor. Üstelik Kiev ile NATO arasındaki mutabakat gereği bu iş en azından 2025’e kadar devam edecek. Eğer o vakte kadar Ukrayna’da savaşı kazanan çıkmazsa. …
Hiç tartışmasız, yakın dönemde gitgide daha çok insanı seferberliğe katmak gerekecek. Çünkü ilk 300 bin kişi sadece cepheyi stabilize etmeye çalışmak ve tamamen parçalanmasını önlemek için.
Bu noktada elementer aritmetik gerek. Savunma Bakanı Sergey Şoygu’ya göre: “Temas hattı, cephe hattı da denebilir, temas hattı bir kilometreden uzun.” …
Uzun sözün kısası, Rusya ordusunun dünyanın yarısıyla giriştiği böyle muazzam bir kavgadaki acil ihtiyaçlar listesi devasa uzunlukta. Bu yüzden dürüst olalım: sürekli yeni seferberliklerden kaçınamayız. 21 Eylül’de çağrılan yedeklerden başka daha yarım milyon asker ve subay var. …
Askeri okullarda hazırlanan teğmen, kurmay teğmen ve yüzbaşılar, eski 280 bin kişilik mevcutlarıyla bile Rusya kara kuvvetleri için ciddi bir eksik. Neden? Çünkü bizdeki bütün bu kara birlikleri için bütün Rusya’da sadece 6 okul kaldı. …
“Piyade” okulu sadece 3 tane: Blagoveşçensk, Moskova ve Novosibirsk. Tank okulu sadece Kazan’da. Topçu da öyle (Petersburg Mihaylov Askeri Topçu Akademisi). İstihkam tek, Tyumen’de. Hava savunma uzmanları sadece Smolensk’te hazırlanıyor. …
Kısacası, önerim şu. Henüz geç olmadan savunma bakanlığı tıpkı Büyük Anavatan Savaşı’nda olduğu gibi bugünden tezi yok bütün ülkede 6 aylık teğmen kursları açmalıdır. Bunlarda sadece bir ay teori, gerisi poligonda karın üstü sürünme olmalı. … (S. İşçenko / Svobodnaya Pressa, 5 Ekim)