Dikkat! bu haber “İstiklal” ajansından çekilerek otomatik olarak bilgiaktif.com adresinde yayına alınmıştır. Haberin ilk yayınladığı gibi içeriği editörlerimiz tarafından bir değişiklik yapılmadan yayınlanmıştır. Haber ile ilgili bir hukuksal durum söz konusu ise lütfen bizimle iletişime geçiniz.
BilgiAktif gazete veya bir ajans değildir!
Saab, Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile Baabda Sarayı’nda görüştükten sonra basın toplantısı düzenlendi.
İsrail ile deniz sınırı anlaşmasına ilişkin müzakerelerin başarılı bir şekilde tamamlandığını belirten Saab, “Lübnan’ın ve İsrail’in taleplerini karşılayan bir çözüme ulaştık.” dedi.
Lübnan ve İsrail arasında herhangi bir gaz ve petrol paylaşım durumu olmayacağının altını çizen Saab, “Lübnan Kana’daki (gaz sahasındaki) tüm haklarına sahip olacaktır. Taraflar arasında kazancın bölünmesi söz konusu değildir. Fransız enerji şirketi Total ve düşman (İsrail) arasında bir anlaşmaya varıldı. Düşman hakkını Lübnan’ın payından değil Total şirketinden alacak.” ifadelerini kullandı.
Saab, İsrail ile deniz sınırı anlaşmanın kabul edilmesi veya reddedilmesinin Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Başbakan Necib Mikati ve Meclis Başkanı Nebih Berri’ye bağlı olduğunu söyledi.
Total yetkilisi Beyrut’a geldi
Lübnan’ın anlaşmayı duyurmasının ardından Total OrtA Doğu ve Kuzey Afrika Arama ve Üretim Departmanı Müdürü Laurent Vivier’in Beyrut’a ulaştığı kaydedildi.
Lübnan resmi ajansı NNA’da yer alan haberde, Vivier’in Lübnan Başbakanı Necib Mikati ile bir araya geleceği belirtildi.
İsrail ile Lübnan arasındaki deniz sınırı anlaşmazlığı
İsrail ile Lübnan arasında yaklaşık 860 kilometrekarelik deniz sahası anlaşmazlığı bulunuyor.
İki ülke de bu bölgenin kıta sahanlığında hak iddia ediyor. İsrail, Lübnan hükümetinin lisanslama sürecine başladığı 5 bloktan üçünün İsrail kıta sahanlığı sınır bölgesinde yer aldığını öne sürüyor. Lübnan tarafı ise tartışmalı bölgenin 2 bin 290 kilometrekare olduğunu savunuyor.
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, İsrail ile bir yıldır askıda olan dolaylı müzakerelere yeniden başlanması için 14 Haziran’da, arabulucu ABD’li diplomat Amos Hochstein ile bir araya gelmişti.
Hochstein, son olarak 9 Eylül’de Beyrut’ta bazı temaslarda bulunmuş ve anlaşmaya varılması hususunda iyimser olduğunu ifade etmişti. Lübnan Cumhurbaşkanı da 19 Eylül’de İsrail ile müzakerelerde son aşamaya gelindiğini, teknik detaylar üzerinde görüşmelerin yapıldığını belirtmişti.
Lübnan ve İsrail, deniz sınırının çizilmesi konusunda 2 Ekim’de ABD’den gelen “yazılı teklifi” teslim aldıklarını açıklamıştı.
Son düzlükte tansiyon yine artmıştı
Lübnan, ABD’den gelen yazılı teklife 4 Ekim’de “bazı değişikliklerin talep edildiğini” içeren bir yanıt verdiğini açıklamıştı.
İsrail Başbakanı Yair Lapid’in 6 Ekim’de anlaşma taslağında Beyrut’un değişiklik taleplerini reddettiği bildirilmişti.
Lapid’in, “Lübnan’ın anlaşma metninde yapılmasını istediği değişiklikleri kabul etmediği ve müzakere ekibine bunları reddetmesi talimatı verdiği” belirtilmişti.
İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz da Hizbullah’ın İsrail’in altyapısına zarar vermeye kalkışması durumunda Lübnan’ın ödeyeceği askeri bedelin “ağır olacağı” tehdidinde bulunmuştu.
İsrail’in daraltılmış güvenlik kabinesi aynı gün gerçekleştirdiği toplantısında, Gantz, müzakerelerdeki olumsuz gelişmeler üzerine orduya sınırda “saldırgan veya savunma odaklı her türlü senaryoya hazırlık yapılması” talimatı vermişti.
Son tıkanmanın ardından, ABD’li diplomat ve arabulucu Amos Hochstein’in hafa sonu boyunca taraflarla görüşmeler gerçekleştirdiği ve müzakerelerde aşama kaydedildiği bildirilmişti.