Sıklıkla memelilerin kalın bağırsaklarında yaşayan E.coli bakterisi, genel olarak bakteri biyolojisinin anlaşılması amacıyla üzerinde sıkça çalışılmış bir model organizma olmuştur. Böylece hakkında en fazla bilginin bulundu organizma olduğu söylenebilir.
E. coli bakterisi heterotrof canlılar kategorisine girer. Bakterinin canlılık faaliyetlerini sürdürebilmesi için gereksinim duyduğu enerjiyi, inorganik ve organik molekül ihtiyaçlarını dışarıdan karşılar. Karşılaştırma yapmak gerekirse bitkiler ototrof türü canlılardır ve beslenmeleri için gerekli olan besinleri bağımsız olarak üretebilmektedir.
Bitkilerin karbondioksiti enerjiye ve biyokütleye dönüştüren muazzam yeteneği ve küresel olarak hızla artan karbondioksit oranları göz önüne alındığında, heterotrof bakterilere laboratuvar ortamında ototrof özelliği kazandırılması, geleceğimiz içi önemli bir gelişme olabilir. Konu hakkında bugüne değin yapılmış çalışmalar çok sınırlı olsa da, Cell tarafından yayınlanan son makale çalışmaların heyecan verici yönde ilerlediğini gösteriyor.
Karbondioksit salınımıyla mücadelede etkin bir rol üstlenebilir
Genetik mühendislik ve yönlendirilmiş evrimin bir kombinasyonunu kullanan araştırmacılar, E. coli’nin laboratuvar suşlarına doğal olmayan bir Calvin döngüsü eklemeyi başardılar. Calvin döngüsü bitkilerin karbondioksiti şekere dönüştürmesi için kullandıkları bir süreç olarak tanımlanabilir. Bu döngüyü bakterilerin bir özelliği haline getiren mühendisler, E. coli’ye etkili biçimde karbondioksit yeme kapasitesi vermeyi başarmışlar.
Çalışma, sentetik biyoloji alanında önemli bir kilometre taşı olarak nitelendirilirken, ototrof bakterilerin atmosferik C02 seviyesini azaltmak için küresel olarak gerçekleşen çalışmalara faydası olacağı umut ediliyor.