2019 yılı sonunda Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan yeni tip koronavirüs kolay bulaşması ile kısa sürede kıtalara sıçrayarak tüm dünyayı etkisi altına alan bir pandemiye dönüştü. Bugüne değin 10 milyonun üzerinde insanda görülen koronavirüs, 500 bin insanın hayatını kaybetmesine neden olurken, ülkelerin aldığı izolasyon önlemleri ekonomik problemleri de beraberinde getirdi.
2020 yılını adeta felce uğratan Covid-19 salgını pek çok alışkanlığı, günlük rutinleri ve iş yapış yapış şeklimizi yeniden tanımlarken, bu kritik süreçte en önemli defans sistemlerimizden birisi sosyal mesafe kuralları oldu.
Normalleşme sürecinde altın kural: sosyal mesafe
Koronavirüs gibi temasla bulaşıcılığı üst seviyede olan bir hastalığın kontrol altına alınabilmesi ve zararın kısıtlanabilmesi için dikkatle planlanmış ve koordinasyonla yönetilmesi gereken sınırlamalara ihtiyaç duyuluyor. Ülkeler gerekli yasal yaptırımları uygularken, kişi ve kuruluşların konulmuş sosyal mesafe kurallarına dikkat etmesi ise kritik öneme sahip.
Ülkemizde ilk adımı 11 Mayıs tarihinde atılan pandemide 4 aşamalı normalleşme süreci sonrasında artan vaka sayısı, Covid-19 salgınında her aşamanın aynı titizlikle ele alınması gerektiğini gösteriyor.
Kurum ve şirketler özellikle insan yoğunluğunun yaşanabileceği kapalı alanlarda sosyal mesafe kuralları konusunda geleneksel uyarı yöntemlerine başvuruyor. Diğer yandan teknolojik çözümler vücut ısıları yüksek kişileri tespit ederek, gerçek zamanlı kişi sayımı yaparak, maske takmayanları belirleyerek ve sosyal mesafeyi gözeterek hem pandemi hem de normalleşme sürecinde hijyenik bir ortam sağlanmasına yardımcı oluyor. Pandemi sürecinde hayatlarımıza giren sosyal mesafe çözümleri, Covid-19 sonrası dönemde de bulaşıcı hastalıklarla mücadelede ve sağlıklı alanların oluşturulmasında önemli bir rol üstlenecek.
Sağlıklı bir tatil keyfi için hijyen kurallarına uyulması şart
Normalleşme süreciyle beraber pek çok kısıtlama yürürlükten kalktı ve salgın nedeniyle kapalı olan tesisler Sağlık Bakanlığı’nın çizdiği sınırlar kapsamında yeniden hizmete açıldı. Bu tesisler arasında ülke ekonomisinde bel kemiği işlevi gören ve turizm sektörünün ayrılmaz parçaları olan otel ve kamp yerleri gibi tatil alanları bulunuyor.
Yerli turizmde yaşanacak hareketlilik yanı sıra yurtdışı uçuşlarının başlaması ve sınır kapılarının yeniden açılmasıyla yabancı turistlerin de ülkemize gelmesi bekleniyor. Bu noktada Avrupa Birliği ile entegre çalışan turizm öncelikli hastaneler, AVM’ler ve oteller gibi işletmelerin, TÜV Austria Türk denetimleri ile verilen V-SAFE sertifikasını edinmeleri kritik öneme sahip.
V-SAFE sertifikası ile şirket ve kuruluşlar müşterilerinin ve çalışanlarının en yüksek sağlık standartlarıyla korunduklarını ve COVID-19 pandemisi de dahil olmak üzere viral patojenlere maruz kalmalarını önlemek amacıyla bir dizi prosedürü uygulamaya koyduklarını belgelemesiyle adeta güven veren bir imza özelliğine sahip.
Teknolojik sosyal mesafe çözümleriyle ile insan yoğunluğu ölçülebiliyor
Covid-19 salgını insan yoğunluğunun yaşanabileceği AVM, mağaza, otogar, ibadethane ve benzeri alanları riskli hale getirirken, akıllı algılama yeteneğine sahip sensör ve kameralar sayesinde yoğunluk ölçümünü sağlamak basitleşti. Örneğin şirketler kişi sayma sistemleri yardımıyla mağazalarında bulunabilecek müşteri sayısı limitini sosyal mesafe kurallarına göre ayarlayabiliyor. İçerideki müşteri sayısı limiti aştığında akıllı sistem yetkilileri ve müşterileri uyararak yoğunluğun yaşanmasına engel oluyor.
Bir diğer örnek ise hassas kamera ve sensörler yardımıyla kapalı alanların ısı haritalarının çıkarılması. Böylece yoğunluğun yaşandığı bölge tespit edilerek gerekli yerlere uyarı gönderilmesi sağlanıyor ve sosyal mesafe kurallarını riske atan gruplaşmaların önüne geçilebiliyor.
Koronavirüsle mücadelede öne çıkan teknolojik çözümler arasında giyilebilir teknolojiler de yer alıyor. Kablosuz bağlantı teknolojileri sayesinde birbiriyle haberleşen bileklik ve kolye şeklindeki cihazlar, sosyal mesafenin aşıldığı tehlike arz eden durumlarda kullanıcısına sesli ikazda bulunarak etkin bir korunma yöntemi sunuyor.
Yerli çözümlerin arkasındayız
Teknoser olarak ülkemizde geliştirilen yerli ve milli yazılımlara destek vermeyi bir görev etmenin bilinciyle hareket ediyoruz. Şu ana kadar yaptığımız yatırımlar ve iş birlikleri ile bu görevimizi başarıyla yerine getirirken, ülke ekonomisi ve yazılım sektörüne büyük önem ve destek verdik. İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinde ise Ard Bilişim tarafından geliştirilen ve sosyal mesafeyi korumada yenilikçi çözümler sunan Followino’nun bizler için değeri ayrı bir noktada bulunuyor. TÜV Austria Türk denetimleri ile verilen V-SAFE sertifikası Sahibi olan Followino çözümü, bahsettiğim teknolojik çözümlerde olduğu gibi hijyenik ortamlar oluşmasını sağlayarak insanların sağlıklı ve güvenli kalmasını sağlarken işletmelerin doğru karar vermelerini destekleyen çok değerli bir yazılım.
Saha ekipleri sosyal mesafenin korunması için çalışıyor
Devam eden pandemi sürecinde evde kalmak her ne kadar en etkin korunma yöntemi olsa da insanlar hastaneye gittiklerinde sağlık hizmeti alabilmeleri, markete gittiklerinde veya online alışveriş yaptıklarında kredi kartlarıyla ödeme yapabilmeleri, güvenlik güçlerinin ve sağlık çalışanlarının birbirleriyle iletişim kurabilmeleri için Teknoser olarak sahada olmamız gerekiyor.
Çalışanlarımızın, müşterilerimizin ve iş ortaklarımızın sağlıklı ve güvende olabilmesi için alınabilecek tüm önlemleri aldık. 76 noktada, 81 ili ve KKTC’yi kapsayan bir şirket olarak faaliyetlerimizin çok daha verimli biçimde yürütülebilmesi için salgın dönemine uygun bir strateji belirledik. Görünmez kahramanlarımızla birlikte tüm teknolojik altyapının kusursuz işlemesini ve insanların evlerinden güvenle ihtiyaçlarını karşılamaları ve sosyal mesafelerini korumalarını sağlıyoruz.