Dikkat! bu haber “tv100 Haber” ajansından çekilerek otomatik olarak bilgiaktif.com adresinde yayına alınmıştır. Haberin ilk yayınladığı gibi içeriği editörlerimiz tarafından bir değişiklik yapılmadan yayınlanmıştır. Haber ile ilgili bir hukuksal durum söz konusu ise lütfen bizimle iletişime geçiniz.
BilgiAktif gazete veya bir ajans değildir!
1972 “Andes” uçak kazasından kurtulan 16 kişi, felaketin 50. yıldönümü için tekrar bir araya geldi. Kazazedeler, eşi benzeri görülmemiş kazayı ve kurtarılmayı bekledikleri 72 günü anlattılar. Uruguay Hava Kuvvetleri’ne ait 571 sefer sayılı uçuşu yapan 45 kişilik uçak, 13 Ekim 1972 yılında And Dağları’na çarpıp feci bir kaza yapmıştı. Kazadan sağ çıkan 16 kişi, ölen arkadaşlarının etini yiyerek nasıl hayatta kaldıklarını tüm detaylarıyla anlattı. Hakkında bir kitap yazılan ve filmi yapılan olayın, yakında Netflix’te belgeseli de yayınlanacak.
“Birbirimize yardım etmeye söz vermiştik”
Hayatta kalanlar, arkadaşlarını yemekten duydukları üzüntüyü anlattılar, ancak acımasız And Dağları’nda hayatta kalmak için birbirlerine yardım etmeleri gerektiğine yemin ettiklerini belirttiler. 1972’de And Dağları üzerinde gerçekleşen uçak kazasından kurtulanlar, hayatta kalmak için yamyamlığa başvurmak zorunda kaldıktan sonra sansasyonel hikayelerini yeniden anlatmak için yeniden bir araya geldiler.
“Uruguay Uçuşu 571” kazasında sağ kalanlar
Amatör rugby oyuncularından ve destekçilerinden oluşan bir takımı Şili’ye götürmek üzere ayarlanan Uruguay Uçuşu 571’den kurtulan 16 kişi, And Dağları’ndaki “mucize” olarak anılan korkunç çilenin 50. yıl dönümünü anmak için bir araya geldi.
Hikayeleri, Piers Paul Read’in en çok satan kitabı Alive: The Story of the Andes Survivors’ta ölümsüzleştirildi ve daha sonra 1993’te “Alive (Yaşamak İçin)” adlı sinema filmine uyarlandı.
Londra’da Sunday Times’a konuşan kazazede Carlos Paez, dünyayı dolaşmanın ve buz gibi dağlarda arkadaşlarının cesetlerini yemek zorunda kaldıkları 72 günle ilgili bunun hayatta kalanların görevi olduğunu söyledi.
Ve sözlerine şunları ekledi: “Bu hikayeyi sonsuza dek daha fazla anlatmaya mahkumum, tıpkı Beatles’ın sürekli “Yesterday” şarkısını söylemek zorunda kalması gibi.”
Resim: Hayatta kalmak için sevdiklerini yemek zorunda kalan kazazedeler. Dondurucu And Dağları’nda 72 yorucu gün geçirdikten sonra kurtarılmayı beklerken
Bir tıp öğrencisi olan Roberto Canessa (yukarıda), And Dağları’nda hayatta kalan kişilere, ölen diğer 29 kişiyi yemelerini önerdi. Tüm kurtulanlar olayın 50. yıldönümü için tekrar bir araya geldi
Talihsiz uçağa 13 Ekim 1972’de, Montevideo’nun Eski Hristiyanlar Kulübü’nün rugby takımı ve destekçileri de dahil olmak üzere tam kırk beş kişi bindi.
Uçak yoğun sis içinde rotadan saptı ve And Dağları’na çarptı
Yetkililer, uçuş sırasında pilotun yoğun bir sis içinde rotasından saptığını ve ardından karlı And Dağları’na çarptığını söyledi. Kaza esnasında 12 yolcu hayatını kaybederken, 17 kişi de günler sonra meydana gelen çığ nedeniyle yaralanma ve boğulma nedeniyle hayatını kaybetti.
Kazadan 10 gün sonra kurtarılmayı bekleyenler, uçaktaki bir radyodan kendileri için başlatılan arama kurtarma çalışmalarının durdurulduğunu öğrendiler.
Ölen arkadaşlarının etini yemeyi teklif eden tıp öğrencisi Roberto Canessa
Tıp öğrencisi Roberto Canessa, kalanların hayatta kalabilmesi için ölenlerin cesetlerini yemelerini önerdiğinde, hayatta kalan 16 kişinin bu seçimi yapmakta zorlandıklarını açıkladı.
“İnsan eti yeme fikri başta korkunçtu ama alıştık”
Kazazedelerden biri olan Sabella, Times’a “Tabii ki, insan eti yeme fikri korkunç ve tiksindiriciydi. Ağzımıza sokmak zordu. Ama alıştık” dedi.
“Arkadaşlarımız dünyadaki ilk organ bağışçılarından bazılarıydı. Bizi beslemeye yardımcı oldular ve bizi hayatta tuttular. Onlara minnettarız” diyen Paez, hayatta kalan gençler için başka bir seçenek olmadığını belirterek, o anlarda insan etinin tadını hastalıklı bir şekilde merak ettiklerini de sözlerine ekledi.
Eti kesmek için cam kullanan Canessa, kendisinin ölmesi halinde vücudunu onları beslemek için kullanılmasının sorun olmayacağını bilerek biraz teselli bulduğunu söyledi. Sabella, yaşayanların ölenleri yiyebileceği konusunda bir anlaşma yapıldığını söyledi.
‘Birimiz ölürse diğerlerinin cesetlerini yemek zorunda kalacağına ve diğerlerini kurtaracağına dair birbirimize söz verdik’ dedi. 45 kişiden sadece 17’si uçak kazasında ölürken, geri kalanı yaralanmalardan ve ardından karlı dağlarda çığ düşmesi sebebiyle öldü.
10 gün sonra, hayatta kalanlar uçaktaki bir radyodan kendilerini aramanın durdurulduğunu öğrendiler.
Kazadan 10 gün sonra kurtarılmayı bekleyenler, uçaktaki bir radyodan kendileri için başlatılan arama kurtarma çalışmalarının durdurulduğunu öğrendiler. Canessa ve Fernando Parrado yardım bulmak için dağlardan aşağı inerken, hayatta kalanlar enkaz halindeki uçağın yanında bekledi.
Dağlarda yaklaşık iki ay kaldıktan sonra, hayatta kalanlar kurtarılma umutlarını tamamen yitirmişlerdi, bu yüzden Canessa ve Fernando Parrado yola çıkıp yardım bulmaya karar verdiler. Rugby çoraplarını insan etiyle dolduran ikili, on günlük yolculuk boyunca onları yiyerek dağın yaklaşık 4 kilometre aşağısına yavaşça indi.
Kazazedelerden Antonio Vizitin başlangıçta yardım arayan adamlara katılmıştı, ancak üç kişiyi besleyecek yiyecekleri kalmadığı için geri dönmek zorunda kaldı.
Canessa ve Parrado, yardım aramalarını durduran azgın bir nehirle karşılaştıklarında, diğer tarafta, suyun üzerinden onları duyamayan Şilili bir çoban olan Sergio Catalán’ı gördüler. Çoban ertesi gün geri döndü, hayatta kalanlar için bir kağıt ve kurşun kalemi taşa bağlayıp fırlattı. Canessa ve Parrado yazdıkları notla durumu çobana açıkladılar.
Kazazedeleri 72 gün sonunda bir çoban kurtardı
Çoban, hayatta kalanları yetkililere haber vermek için tam 160 kilometre yol gitti. Kısa süre sonra, çoğu vücut ağırlığının yarısını kaybetmiş olan kazazedeleri bir helikopterle kurtarma gerçekleştirildi.
Şili’li çoban Sergio Catalan, 72 günün sonunda kazazedeleri kurtardı.
Sunday Times’a konuşan Sabella, “Bizi Santiago’daki hastaneye götürdüler” dedi. ‘O ilk sıcak banyonun sevincini hatırlıyorum.’
Kazazedelerden arkadaşlarının ölen bedenini yemeyi teklif eden Canessa, İngiltere’deki Guy’s Hospital’da okumak için British Council Bursu kazanan seçkin bir pediatrik kardiyologdur.
Times’a verdiği demeçte, “Tanrı bana çok iyi davrandı,” dedi ve hastalarında dağlarda deneyimlediği yaşama isteğinin aynısını gördüğünü de sözlerine ekledi.
“Onlara iyileşmek için o zor dağı tırmanmamız gerektiğini söylüyorum ve rehberleri de benim.”